19 Kasım 2016 Cumartesi

Adem'in Ayak İzleri (Footprints of Adam)


İnsanlık tarihi boyunca en büyük gizemlerden birisi her zaman insanoğlunun dünyada nasıl yaşam bulduğu, geliştiği ve dil konusunda ilk adımları nasıl attığıdır. Bu konu, gerek mitolojilerde, antik kayıtlarda, kutsal kitaplarda ve gerekse de bilim çevreleri tarafından her zaman araştırılmış ve gizemini korumuştur. 

Bu noktada farklı kaynaklara baktığımızda karşımıza hep, insanoğlunun özünü oluşturan ortak bir isim çıkmaktadır. O da ÂDEM dir.


Şimdi bu ismin izini kronolojik olarak dünya üzerinde sürmeye başlayalım.  (Bu örnekleri diğer kültürlerle de çoğaltabiliriz. )


Adonis, Yunan mitolojisine göre Afrodit'in âşık olduğu ölümlüdür. Judaizmde ise Adonai, Tanrının isimlerinden biri olarak Kabul görmüştür. Aslında tekil olan Adon’un çoğul çekimlenmiş halidir ve İngilizce anlamı “My Lords” şeklindedir. 


  • Âdem/Atom Kelimesinin Yapısı:

ÂDEM --> ATOM kelimesini biraz daha derinden incelersek;  bu kelimenin başındaki“–A “ eki bu kelimeye bir tekillik, yapılamamazlık, bölünememezlik katar.(ünsüzlerin başına –“a” ve ya –an gelme durumu)  Buna örnek olarak;

DEİST-->ATEİST 
GNOSTİK-->AGNOSTİK kelimeleri verilebilir. 

Buradan da bilimsel açıdan baktığımızda aToM kelimesi için  “teklik “ anlamı çıkarılabilir ve tek olan parçalanamaz. Demek ki TOM yani –A ön eki çıkarılmış olan kısım parçalanabilirdir. Buradan hareketle TOM kökünün türevleri olarak da TWO(iki) , TWAIN(iki kişi) , TWIN(ikiz) , THUMB(başparmak), TOMB(lahit-mezar) ,  gibi kelimeleri gösterebiliriz. Ayrıca Hristiyanlıkta’ki  St. Thomas Günü’nü bile kelime kökeni olarak -TOM köküne bağlayanlar vardır.

Ayrıca unutmamalıyız ki; etimolojide sessiz harfleri tersten başa doğru çevirerek de kelimeler türetmek mümkündür. Bu bakımdan -TOM köküne ters dizilişte baktığımızda; MOT, MOTTA, MOTOR, MOTHER(anne), MATTER(madde) gibi kelimelerin de bu kökten türediğini söylemek yanlış olmaz.

Bu arada eTiMoloji kelimesinin kökenine baktığımızda da yine benzer ünsüz harfler karşımıza çıkmaktadır ve anlam olarak “ doğru / gerçek olan” demektir. Eski Yunancadaki karşılığı Etymos’tur.


  • Kutsal Kitaplarda Âdem/Atom İlişkisi:

Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’e baktığımız zaman  ilk insanın ismi ÂDEM olarak geçmektedir ve bu isimlendirmenin ilk geçtiği yer ise Bakara Suresi 22. Ayettir:

“Ve Âdem'e isimlerin hepsini öğretti, sonra onları meleklere gösterip: "Haydi davanızda sadıksanız bana şunları isimleriyle haber verin." dedi.”

Kitab-ı Mukaddes’e baktığımızda da ÂDEM isminin ilk geçtiği yer Yaradılış Bölümü 2:7  dir:
“RAB Tanrı Âdem’i topraktan yarattı ve burnuna yaşam soluğunu üfledi. Böylece Âdem yaşayan varlık oldu.”

Âdem yani İbranicede Adam kelimesi insan anlamına gelmektedir. Dam ise kan anlamında ve kelime Adamah olduğunda da anlamı toprak olmaktadır. Bir diğer Orta Doğu Dili olan Arapçada da anlamları aynıdır diyebiliriz.

Bunun dışında yine Eski Ahitte anlatıldığı üzere Âdem ile Havva’nın yasak elma konusunda şeytana uyarak cennetten çıkarılıp kovuldukları bahçenin adı da aDeN’dir.  Rivayete göre o bahçe aDeN Körfezinin olduğu yerleşimdir.  Yine etimolojik bağlantılarda  unutulmaması gereken bir şey vardır ki, o da;  M-->N ve D-->T dönüşümleridir.




  • Eski Medeniyetlerde Âdem/Atom İlişkisi:

Türk ve Altay mitolojisine Tamız (Tamus, Tammus, Tamıs, Dumuz, Dumıs) Han olarak geçmiştir. Sümer kökenlidir. Türk coğrafyasının büyük kısmında adı yaz aylarından birisine verilir; Temmuz, Tamız, Tamıs gibi… Çoğu zaman Ahır hayvanlarının ve/veya Çobanların ya da kırsal hayatın, ekinlerin ve hasadın koruyucusu olarak görülür. 

Damızlık sözcüğü, Damız (ahır) sözcüğüyle olduğu kadar bu isimle de bağlantılıdır ve Tamız Han için ayrılan hayvan demektir. Sümer mitolojisinde çoban görünümlü olarak betimlenir. Sümerce adı Dumuzi, 12 Hayvanlı takvimde de yer alan Domuz ile bağlantılı görünmektedir. Ünü tüm Ortadoğu’ya   yayılmıştır.

Temmuz ayı ismini bu tanrıdan almıştır. Babil'de Temmuz ayı tanrı Tammuz'un onuruna kurulmuştur. Tammuz'un kökeni Sümer çoban-tanrı, Dumuzid veya Dumuzi'dir. Dumuzi İnanna'nın eşiyken, Akadlar'da İnanna'nın dengi olan İştar'ın eşidir. Antik Suriye inancındaki Adonis, ki daha sonraları Yunan panteonuna da girmiştir, buradan kök almıştır ve yine Yunandaki Didymus’un kökeni de buradan gelmektedir. Ek bilgi olarak da şu söylenebilir: Tammuz’un, başında hac şeklinde bir bant taşıyan bir tanrı olduğu geçer kayıtlarda ve bu sembolün oradan zamanla diğer kültürlere ve hatta Hristiyanlığa da sirayet ettiği söylenir.

Söylemeliyim ki kelimenin içinde bulunan OM kökünün Hint inanışındaki karşılığı da gayet önemlidir. OM, Hinduizm ve çoğu Hindistan'a özgü inanç sistemlerinde dinsel ya da mistik etkisi olduğuna inanılan sözcüklerin (mantra) en kutsalı sayılan hece. Sanskrit dilinde birlikte o sesini veren a ve u ünlüleriyle m sesinden oluşur. Bu üç ses yeryüzü, gökyüzü ve gök katlarından oluşan üç dünyayı; Brahma, Vişnu ve Şiva'dan oluşan üç büyük Hindu tanrısını; Rig, Yacur ve Sama adlı üç kutsal veda metnini simgeler. 

Böylece Om hecesi gizemli biçimde bütün evrenin özünü temsil eder. Hindu ayinlerinde dua, ilahi ve meditasyonların başında ve sonunda söylenir. Belli bir kurala bağlı olmaksızın Budacı ve Caynacı ayinlerinde de kullanılır. OM hecesinin yazılı biçimi, 6. yy.dan sonraki yazma ve yazıt metinlerinin başını belirtmek için kullanılmıştır.

OM kökü zaman zaman ON şeklinde de görülebilir. Yine buna örnek olarak eski Mısır’daki Güneş Şehri ON verilebilir. Bu şehir Eski Yunan’da Heliapolis olarak geçer. Örneğin İngilizce’deki Turn the light on (ışığı aç) cümlesindeki ON ekinin de eski Mısır kökenli olduğu söylenir.

Eski Mısır’a tekrar dönersek, o dönemde AMUN (saklı olan) – RA (tanrının başı) – PTAH (tanrının gövdesi)   üçlülüğü karşımıza çıkar.

Buradaki AMUN aslında ATUM’un diğer versiyonudur ve AMON, AMEN, ÂMİN şeklinde diğer inanışlara geçmiştir. (Kuran-ı Kerim’de Âmin kelimesi geçmez)   Ptah ise eski Yunanda Jupiter olarak karşılık bulur.

Bu kelimeden türeyen kelimelere ise aşağıdaki örnekleri verebiliriz:




  • Ezoterizm’de Âdem/Atom İlişkisi:

ATOM kelimesinin Hristiyanlıktaki ezoterik anlamına baktığımızda da; Yeni Ahit’in Vahiy bölümünde Hz İsa; “Var olan, var olmuş ve gelecek olan, Her Şeye Gücü Yeten Rab Tanrı, “Alfa ve Omega Ben’im” diyor.

ATOM kelimesinde bunu aradığımızda da direk karşımıza Alfa +(haç)  OMega şeklinde çıkıyor ve sembolizma boyutuna indiğimizde de;

“A” -->hava
“-“-->ateş /   “I” -->toprak 
O-->oksijen
M-->su  

Şeklinde bir alşimist yaklaşım görmek mümkündür. Yani bu 4 element, evrenin temel yapı taşlarıdır. Bu konuya yine ezoterizm bağlamında bu sefer işin içine bilimi de ekleyerek bakarsak; yukarıda da bahsettiğimiz gibi  kelime kökündeki “A”  bu kelimeye bir TEKİLLİK, BÖLÜNEMEMEZLİK katmaktadır. Yani bir nevi manyetik saf beyaz renk şeklinde sembolize edelim, bir nevi arka plan rengi.  -A baş ekini çıkardığımızda karşımıza bir ikililik, bir bölünebilirlik, bir dualite çıkmaktadır. Bu dualiteyi de KIRMIZI ve MAVİ renklerle sembolize edelim. 

KIRMIZI--> temel elementlerden ateşi, manyetik alanı, maskulenliği ve pozitifliği  
MAVİ--> temel elementlerden suyu, elektriksel kuvveti, feminenliği ve negatifliği sembolize eder.

İşin diğer boyutu da; evrende bu dualite zaman zaman yer değiştirir. Yani kırmızı maviye dönüşür, mavi de kırmızıya. Sürekli aralarında bir çekişme, kavga vardır. Aslında bu çekişmeyi gerek mitolojilerde gerekse de kutsal kitaplarda da görmek mümkündür. (Habil&Kabil, Yakub&Ays, Horus&Seth, Thor&Luki, Enki&Enlil, …)

Bu dualiteyi gerek çok ünlü markaların logolarında gerekse de pek çok ülkenin bayrağında renk olarak görmek de mümkündür.

Ayrıca İngilizce W-IS-DOM (erdem) kelimesinin de ISIS (Eski Mısır Tanrıçası) ve DOMUS (Babil Tanrısı) kelimelerindeki köklerden türediği net görülmektedir.

Amerikan dolarının işareti bildiğiniz gibi “S” harfi üstünde yan yana iki çizgidir ve sembolizma olarak ISIS’i işaret ettiği söylenir. DOLLAR kelimesindeki DOLL kelimesinin İngilizce karşılığı da zaten “güzel kız” şeklindedir. Yani günümüzde kullanılan ve hayata sonradan geçmiş kelimelerin de kökenleri hep geçmişe bağlanılmak istenmektedir.


  • Günümüz Biliminde Âdem/Atom İlişkisi:

Şimdi bu etimolojik bilgilendirmeden sonra işin bir de bilimsel boyutuna gelelim. Bildiğimiz üzere evrendeki canlı-cansız  tüm varlıklar aToM lardan oluşmaktadır ve parçalanamayan en küçük yapı taşı aToM olarak görülmektedir. İngilizcedeki anATOMy kelimesinin kökeni de yine aToM’dan gelmektedir. Çünkü vücudumuzun yapı taşları da yine aToM lardan oluşmaktadır.

Yukarıda verdiğimiz örneklere baktığımız zaman aslında gerçekten maddenin, evrenin yapı taşı olan bir maddenin, hayata gelmiş olan ilk insana da isim olarak geçmesi hiç de şaşırtıcı olmamalıdır.

Eski Mısır, diğer eski medeniyet ve inanışlardaki üçlülük ya da trinite anlayışını modern bilimde maddenin en küçük yapı taşında da görebilmekteyiz. Bunlar; Nötron, pROtoN ve ELektron olarak sıralanabilir. Yani burada da Nötronu bir beyaz arka plan, Protonu maskulen ve Kırmızı, Elektronu da feminen ve negative olarak görebiliriz. Ezoterik manada baktığımız dualite bilimde de karşımıza aslında bu şekilde çıkar.



Bu dualite evrende de kendisini elektro-manyetik kuvvet olarak gösterir. Yani gördüğümüz her şey aslında Elektrik sinyallerinden ibarettir ve titreşim(VIBRASYON) gösterir. 

Dualite Örnekleri:
Elektrik & Manyetik(Vibrasyon)
El&Ra  (ISRAEL)
Left(sol) &Right (sağ)



Şunu bir kez daha hatırlatalım ki; evrendeki dualite, evrenin ilk yaradılış anından beri vardır. Bu harika dualite gerek inanç sistemlerimizde, paganizmde, ezoterizmde ve gerekse de günümüz modern insanının yaptığı keşiflerle bilimde karşımıza çıkmakta ve özünde hep tek bir kelimeye geri dönmektedir. O da ilk yaratılan insan olan ve Allah’ın kendi ruhundan üflediği ÂDEM’dir.


1 yorum: